Türkiye’de
41 ilde, 500 bin aile zeytincilik yapıyor. Yıllık ortalama 450 bin ton sofralık
zeytin üretimi yapılırken, 200 bin ton zeytinyağı üretimi yapılıyor. 500 bin
aile zeytinden geçimini sağlıyor. Zeytinin hasadında, budamasında, sofralık
zeytin ve zeytinyağına dönüşüm sürecinde fabrikalarda önemli bir istihdam
ortaya çıkıyor.
Zeytin
ve zeytinyağı sektöründe ihracat istatistiklerini ise; sezon bazında
değerlendirmekte fayda var. 31 Ekim itibariyle biten 2019/20 zeytinyağı
sezonunu 45 bin ton'luk ihracatla geride bıraktık. Geçtiğimiz sezon ise 52 bin
ton zeytinyağı ihraç etmiştik. Zeytinyağı ihracatında yüzde 13’lük bir azalış
söz konusu. Toplamda 110 milyon ABD$ da döviz girdisi elde edilmiş oldu.
30
Eylül tarihinde sona eren sofralık zeytin ihracatımız ise, bir önceki sezona
göre miktar bazında %7 azalarak 84 bin ton olurken, tutar bazında %3 artarak
145 milyon ABD$ döviz geliri elde ettik. Bu ihracat rakamı sektörümüzün
yeni ihracat rekoru olarak kayıtlara geçti.
Miktar
bazındaki düşüşe rağmen, döviz gelirimizin artmasının altındaki en önemli etken
sofralık zeytinde birim fiyatımızın 1,55 dolardan 1,73 dolara yükselmesi oldu.
2020/21
ihracat sezonuna ise başarılı bir giriş yaptık. Yeni sezonda iki ay geride
kalırken zeytinyağı ihracatı önceki sezonun aynı dönemine göre yüzde 20’lik
artış yakalayarak 23,1 milyon dolardan, 27,8 milyon dolara yükseldi.
Zeytinyağı
ihracatı miktar bazında bakıldığında ise; yüzde 13’lük artışla 9 bin 734
tondan, 10 bin 951 tona yükseldi. Türk zeytinyağı ihracatçıları, 2020/21
sezonunda sağlık iksirini dolar bazında yüzde 7 daha fazla fiyata ihraç etme
başarısı gösterdi.
Türkiye
zeytinyağı ihracatında en büyük artışı Amerika Birleşik Devletleri’nde
yakaladı. ABD’ye sağlık iksirinin ihracatı yüzde 112’lik artışla 5,9 milyon
dolardan 12,6 milyon dolara yükseldi. Zeytinyağı ihracatında ABD’nin aldığı pay
yüzde 25’ten yüzde 45’e yükseldi.
1
Ekim 2020 tarihinde başlayan sofralık zeytin ihracatı yatay bir seyir izledi.
Sofralık zeytin ihracatı 2019/20 sezonun ilk çeyreğindeki 40 milyon dolarlık
ihracat seviyesini korudu.
Sofralık
zeytin ihracatında siyah zeytin ihracatı 31 milyon 753 bin dolar olurken, yeşil
zeytin ihracatı 8 milyon 241 bin dolar olarak kayıtlara geçti. Türkiye, 1 Ekim
– 31 Aralık 2020 tarihleri arasında 23 bin 208 ton sofralık zeytin ihraç etti.
Zeytincilik
sektörünün 2020/21 sezonunun geride kalan dilimindeki toplam ihracatı yüzde
6’lık artışla 65 milyon dolardan 69 milyon dolara yükseldi.
Zeytinyağı
ihracatımızın 2019/20 sezonunda en çok olduğu ülkeler ABD, Suudi Arabistan,
İspanya, Japonya ve İtalya olurken, hedef pazarlarımız ABD, Almanya, Birleşik
Krallık, Çin, Hindistan, Irak, Iran, Japonya, Rusya ve Suudi Arabistan olarak
sıralanabilir. Zeytinyağı ihraç ettiğimiz ülke ve serbest bölge sayısı 131
olarak kayıtlarımıza geçti.
Sofralık
zeytinde ihracatımızın en çok olduğu ülkeler Almanya, Irak, Romanya, ABD ve
Bulgaristan şeklinde sıralanırken, önemli hedef pazarlarımız, ABD, Almanya,
BAE, Birleşik Krallık, Bulgaristan, Irak, Iran, Romanya, Rusya ve Suudi
Arabistan’dır. Sofralık zeytin ihraç ettiğimiz ülke sayısı ise 119 oldu.
Zeytinyağı
ve sofralık zeytin ihracatında hedefimiz ambalajlı ürün ihracatını arttırmak ve
2025’te 1.5 milyar dolar dövizi ülkemize kazandıracak konuma gelmek.
2019/20
sezonunun tamamında 21 bin ton ambalajlı zeytinyağı ihraç ettik, bu da toplam
zeytinyağı ihracatımızın yaklaşık %57’sine denk gelmekte.
Sofralık
zeytinde ise toplam zeytin ihracatımızın %95’ini ambalajlı olarak yapıyoruz.
Türkiye’nin zeytin ve zeytinyağı sektöründe dünya genelinde domine eden bir
oyuncu olabilmesi için üretimde sürekliliğin ve verimliliğin olması gerekiyor.
Dünya’da
zeytin ve zeytinyağı sektörünü İspanya domine ediyor. Bunun en önemli nedeni
de, dünya genelinde 3,2 milyon ton seviyesindeki zeytinyağı üretiminin yüzde
50’den fazlasını tek başına sağlıyor olması.
İhraç
pazarlarında var olabilmeniz için ürün arzınızın sürekliliğini sağlamanız
gerekiyor. Bir yıl var, bir yıl yok olduğunuz zaman sürekliliği sağlamanız
mümkün olamıyor.
Sürekliliği
sağlamanın yolu üretimi arttırmaktan geçiyor. Türkiye 180 milyona ulaşan zeytin
ağacıyla ortalama 200 bin ton zeytinyağı üretirken, İspanya 330 milyon zeytin
ağacıyla ortalama 1,6 milyon ton zeytinyağı üretebiliyor.
Bizim
de, sofralık zeytin üreticisine verilen 15 kuruş, zeytinyağı üreticisine
verilen 80 kuruş desteği sofralık zeytinde 70 kuruşa, zeytinyağında ise 3.5
TL’ye çıkarmalıyız. Üretici bu sayede ağacına daha güzel bakacak ve üretim
artışı sağlanacaktır.
Tarım
ve Orman Bakanlığı, 2023 yılı için 650 bin ton zeytinyağı, 1 milyon 200 bin ton
sofralık zeytin rekoltesi hedefi belirmişti. Bu hedefe ulaşabilmemiz için
zeytin üreticisinin desteklerinin arttırılması gereğinin altını çiziyoruz.
Uluslararası
Zeytin Konseyi’nin yayınladığı son rapora göre, 2020/21 sezonunda dünya
zeytinyağı üretiminin %3,5 artışla 3 milyon 320 bin ton olarak gerçekleşmesi
bekleniyor. Geçtiğimiz sezon oldukça kötü bir sezon geçiren İspanya’da
zeytinyağı rekoltesi %41 artışla 1 milyon 596 bin ton olarak gerçekleşmesi
bekleniyor. Diğer önemli üretici ülkelerden İtalya’da %21’lik düşüş ile 290 bin
ton, Tunus’ta ise %65 düşüş ile 120 bin ton zeytinyağı rekoltesi beklenmekte.
Yine
aynı rapora göre, sofralık zeytinde dünya genelinde %2,6’lık bir artış
yaşanması ön görülüyor. En büyük üreticilerden Mısır’da %6,7 artışla 800 bin
ton, İspanya’da %28 artışla 590 bin ton, Yunanistan’da ise %3,6 artışla 230 bin
ton üretim bekleniyor. Bir diğer önemli sofralık zeytin üreticisi olan
Cezayir’de ise %4,2’lik düşüş ile 310 bin ton üretim öngörülmekte. Aynı şekilde
Fas ve Tunus da önümüzdeki sezon sofralık zeytin üretiminde düşüş beklenen
ülkeler arasında yer alıyor.
Türkiye,
yıllara göre değişmekle birlikte sofralık zeytin üretiminde yıllık ortalama 450
bin tonluk üretimle dünyada ikinci ya da üçüncü sırada yer alıyoruz.
Türkiye,
zeytinyağı üretiminde ortalama 200 bin tonluk üretimle dünya sıralamasında
dördüncü ya da beşinci sıranın sahibi oluyor.
Bu
yıl rekolte henüz resmi olarak açıklanmamakla birlikte üretici bölgelerden
aldığımız bilgiler ve gözlemlerimiz rekoltenin geçen yılki rekoltemizin bir
miktar altında kalacağı yönündedir.
Türkiye'nin
sofralık zeytin ve zeytinyağı tüketimine bakacak olursak; Türkiye, yıllık 400
bin tonluk sofralık zeytin tüketimiyle dünya genelinde en çok sofralık zeytin
tüketen ülkeler arasında gelmektedir.
Dünya
genelinde, sağlıklı ürün tüketimi yükselen bir trend. Bu süreçte zeytin ve
zeytinyağına olan talepte artış var.
Pandemi
sürecinde sağlıklı beslenmenin önemi daha da iyi anlaşıldığı için dünya
genelinde özellikle Avrupa ve ABD gibi gelişmiş ekonomilerde hane içi zeytin ve
zeytinyağı tüketiminde artış söz konusu. Pandemi döneminde insanlar uzun süre
evlerinde kaldılar ve tekrar kahvaltı yapmaya başladılar. Bu süreç sofralık
zeytin tüketiminin artmasını sağladı.
Ancak
pandeminin en olumsuz etkilediği sektörler olan turizm&ağırlama sektöründe
yaşanan daralma nedeniyle, otel cafe ve restoranlardaki tüketimde ister istemez
azalışlar yaşandı.
Türkiye,
zeytinyağı üreten ülkeler arasında kişi başına en az zeytinyağı tüketen ülke
konumunda. Ülkemizde zeytinyağı tüketimi kişi başına tüketim 2 kg’ın altında
kalıyor..
Üretici
ülkelerden Yunanistan, İtalya, İspanya’da kişi başı 15 kg’ın üzerinde tüketim
yapılmakta. Hedefimiz Türkiye'deki zeytinyağı tüketimini kısa vadede 5 kg
seviyesine çıkarmak. Bu hedefe ulaşılabilmesi için ise sağlık iksiri ve şifa
kaynağı olan zeytinyağında %8 olan KDV oranının %1'e indirilmesini talep
ediyoruz. KDV’nin indirilmesi tüketimi artıracak ve böylece orta ve uzun vadede
kalp, damar ve kanser hasatlıkları için yapılan sağlık harcamaları azalarak
Sağlık Bakanlığımız ilaç harcama bütçesine azaltıcı yönde katkı sağlayacaktır.
Zeytin
ve zeytinyağı sektörünün sorunlarını da başlıklar halinde şöyle
özetleyebiliriz.
Üreticinin
desteklenmesi beklentimizi daha önce dile getirmiştim. Zeytin ve zeytinyağı
sektöründe ihracatta verilen ihracat desteklerinin de arttırılmasını
bekliyoruz. Şu an 1kg’a kadar ambalajlı zeytinyağı ihracatında ton başına 1600
TL, sofralık zeytinde ise 630 TL ihracat iadesi sağlanıyor.
Bu
tutar ambalaj büyüdükçe azalmakta. 1-2 kg arasındaki ambalajlarda
zeytinyağında 820, sofralık zeytinde 425 TL, 2-5 kg arasındaki ambalajlarda ise
zeytinyağında 430 TL, sofralık zeytinde 280 TL destek verilmektedir.
Özellikle Uzak doğu ülkelerine ürünlerimizi galon tipi ambalajlarda ihraç
ettiğimiz için, ambalaj büyüklük parametrelerinin 0-1 kg arası, 1-3 kg arası,
3-5 kg arası olarak revize edilmesinin sektörümüz için büyük faydası olacağını
düşünüyoruz.
Zeytinyağı
sektörünün sorunlarından bir tanesi yüzde 8 oranındaki KDV’nin yüzde 1’e
indirilmesi beklentisidir.
Zeytinyağı
ihracatında Avrupa Birliği’ne 100 ton olan ihracat kotamızın diğer üretici
ülkeler seviyesine çıkarılması gerekmektedir. İlk aşamada 15 bin ton kotasız
ihracat kotası verilmesi gerekmektedir.
Avrupa
Birliği'nden ayrılan İngiltere ile yaptığımız Serbest Ticaret Anlaşması
kapsamına Türk zeytinyağının alınmasını bekliyoruz.
Zeytin
ve zeytinyağı üretiminde hedeflerimize ulaşabilmek için Tarım ve Orman
Bakanlığımız öncülüğünde yaşlı zeytin ağaçlarının tıraşlanması
(gençleştirilmesi) dolayısıyla oluşacak gelir kaybının, çiftçinin ürün kaybı
yaşadığı yıllarda desteklenmesini istiyoruz.
Ülkemiz
ekonomisi açısından önemli olan zeytinciliğin üretim bölgelerinin hava ve
toprak şartları ile uyumlu, bölgelere adaptasyonunu tamamlamış çeşitlerden
(örneğin; Akhisar-Uslu, Aydın-Memecik, Bursa-Gemlik gibi) dikim yapılmasının
desteklenmesi gerekmekte. İhtiyaç duyulan ürünlerin, özellikle Tekir(Eşek),
Domat, Memecik gibi iri taneli zeytin çeşitlerinin dikim ve üretiminin teşvik
edilmesi gerektiğinin dillendiriyoruz.
Zeytin
fakir toprakların meyvesidir ve ülkemizde kıraç topraklarda yetişen zeytin
ağaçlarının büyük bir kısmı sulama altyapısından yoksun. Bu bakımdan damla
sulama sistemleri, derin kuyu açılması ve elektrik harcamaları konularında
Bakanlıklarının acil desteğine ihtiyaç duyulmakta. Ayrıca çiftçimize verilen
mazot ve gübre desteğinin de artırılması büyük önem taşıyor.
Bakanlığımızın
vereceği 1 birim desteğin 10 yıl içerisinde ülke ekonomisine artı 10 birim
gelir olarak geri döneceğinden hiç şüphemiz yok.
Sektörümüzde
iç piyasaya baktığımızda, en önemli sorun olarak karşımıza zeytinyağında taklit
ve tağşiş çıkmakta. Taklit ve tağşişin önüne geçilebilmesi için cezai
yaptırımların arttırılarak tağşişli zeytinyağı ticareti yapanların nitelikli
suçlar kapsamında cezalandırılması gerekmekte. Tağşişin süreklilik kazanması
halinde ise ilgililerin ticaretten menedilmesi sağlanmalı.